Technical Terms 127
The writer of the above, in the course of giving 'the international classification of the vari-
eties of epilepsy', speaks in his work of'those exhibiting psychosensory (!) symptomatol-
ogy', and 'secondarily generalized partial seizures'.
örs then lists a number of individual words, mostly English, used by Turkish
doctors, among them
schedule,
bowel movement, rounds, background, rule out, frac-
ture, arterial tension, fever, handle etmek, history almak ('to record a patient's
medical history'), and idantifie etmek. The list reflects the general advance of
English in recent years, and the growing number of Turkish doctors doing post-
graduate studies in Britain and America. Örs's source was a three-page commu-
nication published in 1968 by the Hacettepe Committee for the Collection
of Medical Terms, which commented:
Türkçe karşılığı bulunabilen ve gerçekte uluslararası bilimsel terimlerle de ilgisi olmayan
sözcükler ve terimler sık sık kullanılmakta ve yayılmaktadır ... Yeni yetişen öğrenciler de
önce bu terimler karşısında bocalamakla birlikte, sonraları bu duruma katılmakta ve
yadırganan yeni bir dil ortaya çıkmaktadır, öğrenciler böylece, hekimlikte ancak yabancı ter-
imler kullanırlarsa bilgilerinin bilimsel değer kazanacağını sanmaktadırlar ... Bu yüzden
Türkçe bilim dili olarak gelişmemekte ve bir dil kargaşalığı eğitimimizi etkilemektedir.
Words and terms for which Turkish equivalents can be found and which really have nothing
to do with international technical terms are frequently employed and are spreading...
Newly trained students, while at first floundering when they meet these terms, then become
part of the situation, and an incongruous new language is emerging. Students think that
in this way, if they use only foreign terms in their profession, their knowledge will gain
scientific value ... For this reason, Turkish is not developing as a language of science, and
a linguistic chaos is affecting our education.
örs's comment:
Bu tür örnekleri çoğaltmak, ne yazık ki kolay olacaktır; gerçekten daha nice, nicelerini
ekleyebiliriz... 'Critère' yerine ölçüt, 'diagnose' yerine tanı kullanmak çok büyük bir
çabayı mı gerektirmektedir? Üretilmiş ya da ortaya çıkarılmış birçok Türkçe tıp terimi,
yabancı terimlerin anlamını genellikle tümüyle karşılıyorlar. 'Hormon', 'konjenital', 'diffüz',
sırasıyle içsalgı, doğuştan, yaygın demektirler, başka da bir şey demek değildirler.
Unfortunately it would be easy to multiply these examples; we really could add very many
more ... Does it call for a great effort to use ölçüt instead of critère, tanı instead of diag-
nose? Quite a number of Turkish medical terms, derived or brought to light, as a rule com-
pletely express the sense of the foreign terms. Hormone, congenital, and diffuse mean içsalgı
['inner secretion'], doğuştan ['from birth'], and yaygın ['widespread'] respectively, and that
is all they mean.
Alluding to the old argument about whether Turks should derive their techni-
cal terms from Arabic and Persian, as the Western world does from Greek and
Latin, örs goes on to make a fair point: where, he asks, did the Greeks and Romans
get their technical terms from?
Tanı anlamındaki diagnosis Yunanca bilgi anlamına gelen bir kokten çıkmıştır. Demek
oluyor ki, batı dillerindeki terimler de Türkçe karşılıkları gibi temelde genel dilden, halk